Kayıtlar

Ocak, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kastamonu'yu Sevmek İçin Nedenler

                                      Kastamonu'yu Sevmek İçin Nedenler Hep sevmediğim yanlarını söyledim, hep oradan kaçmak için gün saydım, yazdığım güne de gittiğim zamana da hep nefret dolu olduğum Kastamonu'nun da sevilecek yanları varmış. O zaman kıyasa başlayalım... 1- İstanbul insanı yorar; zihnen de bedenen de... Bir kere hep hesap yapmak zorundasındır. Otobüs kaç dakikaya gelir, kaç saatte giderim, bindiğimde oturcak yer bulabilir miyim? Ya arka kapıdan binmek zorunda kalırsam? Ya akbilim gider de geri gelmezse? 1- Kastamonu rahattır. İstanbul'daki hesapların hiçbirini yapmana gerek yoktur. Oturmak mı istiyorsun bin Cumhuriyet Meydanı'ndan otobüse, miisss... Sık gelen otobüs var akbil derdi yok. 2-İstanbul hiyerarşinin kendini net gösterdiği yerdir. Burjuvalar, makam sahipleri 'elit' mekanlarda takılır. Öyle ki bazı mekanlara girebilmen için kılık kıyafet dahi önemlidir...

DOYUMSUZLUKTA ZiRVEYE ULAŞTIK

                         DOYUMSUZLUKTA ZiRVEYE ULAŞTIK      Yine kendi halimde dolaştığım bir gün Suriye’li olduklarını tahmin ettiğim bir aile ile karşılaştım. Babanın elinde paket paket selpak vardı, her karşılaştığına satmaya çalışıyordu. Çaresiz görünen babaya, uzun uzun bakan çocuğu daha da çaresiz görünüyordu. O saatte muhtemelen okulda olması gerekirdi; o yaşlardaydı… Ama o babası ile birlikte para kazanmaya çalışıyordu. Olanları gözlemlerken kendimi tartma ihtiyacı hissettim. Bu olaydan sadece 5 10 saniye önce alışverişte neler alacağımı düşünüyordum. Üstelik ihtiyaç değil sadece istekti alacaklarım. Bitmek tükenmek bilmeyen isteklerim, üstelik doyumsuz bir şekilde. İstediğimi aldım mı? Bir ay sonra yenisini, iki ay sonra daha da yenisini…Daha 10 yaşında olan kardeşimin bile istekleri yaşını aştı. Tablet, telefon, kamera vs vs.   5 yıl öncesine baktığımda bu denli alışveriş tutkunu, harc...

GÜNLÜĞÜM BİLE SOSYAL MEDYA !

                                                                GÜNLÜĞÜM BİLE SOSYAL MEDYA ! Yaklaşık 1 hafta kadar önce, günümü nasıl bitirdiğim, yaşadıklarımı nasıl hatırladığım, geçmişime dair neler hatırladığım gibi sorular geldi aklıma birden. Geçmişi düşünüp hatırlamaya çalıştım yaşadıklarımı, güzel ya da kötü anlarımı. Hatırladığım ise sadece birkaç olaydan ibaretti.Her şeyi anlık yaşamışım meğer. Anlık gülmüş anlık ağlamış anlık sevinip anlık da üzülmüşüm. Bu kadar basit olmamalı derken günlük tutmalıyım, yaşadığım günü anı anına yazayım, böylelikle 3-5 yıl sonra okuduğumda üniversite yıllarıma dair anıları tekrar yaşarmışcasına okuyabilirim diye düşündüm. Ama tabi sosyal medya kurdu ben bunları düşünürken bile facebook timeline’ımda dolaşıyordum. Ardından kendi gönderilerime, fotoğraflarıma bakmaya...