Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Büyüdüm ben..

Bir evimiz vardı; kutu gibi küçük, bahçeli, sevimli. Herkes o kadar çok severdi ki.. İlkokul öğretmenlerimiz dahi sık sık bahçede çay içmeye gelirdi. Bir de annemin meşhur poğaçaları vardı. Yumuşacık, puf gibi. Poğaçalar da en az evimiz kadar sevilirdi. Herkes severdi evimizi ama ben bir apartman dairesinde oturmak için can atardım.Küçük yaşımdan beri hep anne ne olur satalım şu evi de başka ev alalım derdim. Annem ise her zaman ben ölmeden bu evi satmam derdi babam da eşoğlueşek başka derdin yok diye dalga geçerdi.  O kadar sıcak ve nadir bir evmiş ki yeni yeni anlıyorum değerini. Bahçesinde gecenin kaçına kadar oturur eğlenirdik. Hamağımız vardı, onun için kavga ederdik. Sek sek, üçgen, saklambaç ne oyunlar gördü o bahçe... Hep bir mutluluk, neşe. O kadar mutlu bir aileydik ki belki de hafızam sildiği için bilmiyorum ama kötü hiçbir anı hatırlamıyorum. Babam.. Ömrünü bize feda etmiş bir adam...Hep çabalamış, emek vermiş, uğraşmış, didinmiş. 24 senelik ömrümde bir kez hakaret,...

Güç

Yazıyı okumadan önce KUAN dinlemeyene küsücem! https://www.youtube.com/watch?v=zgEZWl7Fo4s 1 yılda en çok duyduğum kelime... Ne kadar güçlüsün, nasıl böyle güçlüsün, sen güçlüsün, güçlü kızsın. Düşünüyorum, düşünüyorum.. Güç? Güç? Neydi beni tanımlayan bu kelime. Araştırdım   " duygularının arkasında durabilmek,  düşmemek değil ama düştükten sonra kalkabilmek" güzel bir tanımlama. Biri de şöyle belirtmiş "güçlü olunmaz güçlü doğulur." mu acaba? Ya da şu an okuduğum kitapta belirtildiği gibi genlerle mi alakalı doğrudan? Kim yükledi bu anlamı üstüme, kimden nasıl geldi bilmiyorum ama ben güçlü olmak istemiyorum. Hiç de istemedim ki.  Büyümek de istemedim. Güçlü olmak, büyümek, olgunlaşmak bu kavramlar bana öyle büyük(!) öyle korkutucu ve uzak gelirdi ki aklımdan hiç bir anda büyümek zorunda olacağım geçmezdi. Hep enerjisi bitmeyen, haylaz, kıpır kıpır Elif olmak isterdim. Belki hala öyleyim belki tüm gücümün arkasında bu var bilmiyorum. Nasıl görünüyorum bunu ...

Dünya...

Resim
Gaziantep'te olduğum dönem bir etkinlik düzenledik.Gecenin geç saatlerinde ay ve çok az mum ışığında KUAN grubunun muhteşem yorumlarını dinledik. Hayatımda bir daha çok zor yakalayabileceğim bir atmosferdi kesinlikle ama ben farkında değildim. Hepimiz çimlerin üzerine uzandık gözlerimizi kapattık ve kendimizi an'ı hissetmeye bıraktık. Şimdi o hislerimi hatırlıyorum boş, anlamsız, çok somut şeyler... Evet bir yandan kendimi kuş kadar hafif ve özgür hissediyorum ama düşüncelerim basit. İstanbul'a dönünce şöyle yapayım, seneye kesinlikle şunları yapmalıyım, 5 yıl sonra da hayatım mutlaka şu şekilde olmalı gibi gibi gibi... Pişmanlıklarımı düşünmüştüm fazlasıyla. Keşke keşke keşke bu kelime o gece zihnimi o kadar yormuştu ki... Şimdi diyorum şimdi o ana gitsem tekrar yaşasam ne olurdu? Ne hissederdim? Ne meşgul ederdi zihnimi? Gözlerimi kapatıp hayal etmeye  bile korkuyorum biliyor musunuz? Düşünmekten, düşüncelerin beni alıp gitmesinden öyle korkuyorum tarifsiz..Geleceği düş...