Büyüdüm ben..

Bir evimiz vardı; kutu gibi küçük, bahçeli, sevimli. Herkes o kadar çok severdi ki.. İlkokul öğretmenlerimiz dahi sık sık bahçede çay içmeye gelirdi. Bir de annemin meşhur poğaçaları vardı. Yumuşacık, puf gibi. Poğaçalar da en az evimiz kadar sevilirdi.

Herkes severdi evimizi ama ben bir apartman dairesinde oturmak için can atardım.Küçük yaşımdan beri hep anne ne olur satalım şu evi de başka ev alalım derdim. Annem ise her zaman ben ölmeden bu evi satmam derdi babam da eşoğlueşek başka derdin yok diye dalga geçerdi.  O kadar sıcak ve nadir bir evmiş ki yeni yeni anlıyorum değerini. Bahçesinde gecenin kaçına kadar oturur eğlenirdik. Hamağımız vardı, onun için kavga ederdik. Sek sek, üçgen, saklambaç ne oyunlar gördü o bahçe... Hep bir mutluluk, neşe. O kadar mutlu bir aileydik ki belki de hafızam sildiği için bilmiyorum ama kötü hiçbir anı hatırlamıyorum.

Babam.. Ömrünü bize feda etmiş bir adam...Hep çabalamış, emek vermiş, uğraşmış, didinmiş. 24 senelik ömrümde bir kez hakaret, küfür, kötü söz duymadım. Neşeliydi hep, kötü günler başımıza gelene kadar hep güler yüzlüydü, güçlüydü. Bir kez hasta görmedim onu ama yine bir yaz akşamı bahçede oturuyoruz, kalbim ağrıyor dedi. Annem de üşütüyorsun tabii dikkat etmiyorsun ki kendine diye fırçalamıştı. Biraz uzanayım dedi içeri girdi. 5 dk geçmeden babamı o halde gördük. Bembeyaz olmuştu ilk kez ambulans çağırın diyecek kadar çaresiz görmüştük onu. Ambulans geldi babamı götürdüler. Bizi önemli bir şey yok diye getirmemişlerdi ama meğer babam kalp krizi geçirmiş ve birkaç dakika daha geç kalsa hayatını kaybedermiş. Bunu duyunca nasıl üzüldüm anlatamam ama nereden bilebilirdim ki bundan 3 ay sonra hayatını kaybedeceğini hem de aniden... Biliyor musunuz hastaneye bile gitmedim. gidemedim çünkü ben babamı o halde görmeye hazır değildim. Onu hiçbir zaman bir hastane odasında göremezdim ama dediğim gibi aklıma gelmezken başıma geldi. Onu kefeniyle buz gibi gasilhanede bile gördüm; öptüm.

Ya annem? Babam uzakta olduğu için bize hem anneydi hem baba. Çok korkardım onun gözünden bir damla yaş gelecek diye. Ama deli zamanlarımda üzmedim değil maalesef. Ama ben kızıydım tabii. Onun yaşadığı zorlukları göz önünde bulundurmadan onunla uğraşan, üzenlere ne demeli? Neyse girmeyeceğim oraya. Artık annemle aralarında; ahirete kaldı. Dönüyorum çocukluğuma.
Annem çok düşkündü bize. Bayramlarda bizi süsler püslerdi. Sabahın erken saatinden itibaren tüm mahalleyi, akrabaları dolaşırdık beraber. 2. gün de fix anneannemlere giderdik. Biz küçükken ablam ve benimle anneaneme giderken birileri bizi kaçırır diye çok korkarmış öyle anlatırdı hep. Çok mutlu bir çocukluk geçirtti annem bize. Bir istediğimi ikiletmezdi nerdeyse. Gerçi hep elif inan bir şeyi istediğinde ben istediğim için değil sırf sus diye yapıyorum. Yaptırana kadar her gün söylemekten bıkmaz mı bi insan diye dert yanardı. Bi de hep her yerde "elif erkek olsa aynııı babası olurmuş bir insan bu kadar mı babaya benzer huy olarak derdi. he bir de küçük dayıma benzetiyordu iyi ki erkek değilsin diye şükrediyordu. Çok sevecendi , yardımseverdi. Anne ya o sana zamanında söyle yapmadı mı ne diye sen şimdi ona iyilik yapıyorsun diye kızardım. Aman kızım boşver onlar öyle insanlar diye geçiştirirdi. Çok pratikti, hep koştururdu. Hep de yollarda ölcem bak ben görürsünüz derdi. O kadar iyi biriydi ki ne istese oldu. O evden ölmeden çıkmam dedi; çıkmadı.Allah babanla ölüm ayrılığı göstermesin dedi; ölüme beraber gitti. Bu dünyada yaptığı iyiliklerin mükafatını aldığına o kadar inanıyorum ki.. Zaten her ikisi de nasıl güzel insanlardı ki cenazeleri nasıl kalabalıktı. Taziyeye her gelen ne kadar kalabalıktı öyle ben öyle bir kalabalık görmedim diyordu sokaklar, caddeler kapanmıştı. Mahallenin esnafının çoğu dükkanı kapatmıştı katılmak için.Yıllardır görüşmeyen eş dostu bile denk getirmişlerdi giderken.


Bölük pörçük bir yazı oldu konudan konuya. Ama yazmak o kadar iyi geliyor ki ne dilbilgisi ne paragraf bütünlüğü hiçbir şey umrumda değil.

Annem ve babam 48 yaşındaydı biliyor musunuz? Sadece 48 sene... Oysa tam işte şimdi zamanı dediğimiz dönemdi. Babam emekli oluyordu, ben büyümüştüm, annem rahata ermişti.. Ya da  erecekti. Araba almayı düşünüyorduk babamla o yaz. Sinop'a gideriz diyordu nasıl güzel hayaller kuruyorduk. Ölmeden önceki yaz da ilk kez ailece tatile gitmiştik. Allahım nasıl eğlenmişlerdi. Denizden çıkaramıyorduk ikisini resmen. Çok mutlulardı çok. Resmen dünyaya doyuyorlardı.

Yaşayacak, biriktirecek çok anımız vardı oysa. Anlatacak çok konumuz. Ne güzel ya büyüdüm anneme arkadaş oldum diye seviniyordum.Anne bak ne olur derdin olursa bana anlat vallahi çok korkuyırum kötü hastalığa yakalanmandan diye sürekli annemi darlardım. Günde 38488 kez arardım annemi. Benim hayatıma bir şekilde girmiş her insan annemi tanırdı, duyardı benden. 1.5 senedir kaç kez telefonu elime alıp bakıp çaresizce geri koydum bilemezsiniz.

Taşındık biz o evden bi apartman dairesine. Hiç de matah değilmiş, ne komşuluk var ne bağlılık. Her yetişkin gibi işe gidip geliyorum ben de işte. Her gün birbirinin aynısı neredeyse. Bazen kendime de kızıyorum acaba annemlerin acısını yeterince yaşamadım mı diye.Ama dayım dedi ki unutmak Allahın büyük bir nimeti. Her gün o günkü acıyla yaşadığını bi düşünsene. Düşünmek, hatırlamak, aklıma getirmek dahi istemiyorum ben o günü.

Böyle evrilip gidiyor hayatımız işte. Alışıyoruz, nefes alıyoruz, yaşamaya devam ediyoruz. Ama biliyorum ki kalbimde, ömrümde kocaman bir boşluk var. Asla dolmayacak, asla kapanmayacak, asla aşılamayacak... Ama yaşıyoruz işte, yaşıyoruz yaşamak denirse.




Yorumlar

  1. Hayatın acı yaşanan gerçekleri.. Her birimiz bir gün gideceğiz oraya erken ya da geç.. Allahım hayırlı ölümler nasip etsin bizlere.. Bu acıya yürek dayanmaz ama alışmak ne kadar zordur tahmin bile edemem elifim.. Ama sen güçlü kızsın daha da sabredecek ailen için mutlu olmayı bileceksin.. Başka türlü de geçmez zaten bu hayat

    YanıtlaSil
  2. Anlamafığım şekilde yazdığım yorumları kabul etmiyor. Gecenin bir vakti ailenin vefat ettiği o gün ve sesin geldi. Yazma isteğimi tetikledi. Eğer yazdığımı okursan baran_yildiz36@hotmail.com bu adrese mail atmanı rica ediyorum kendine çok iyi bak.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salih NAYMAN röportajım

Salvo KOHEN

23 yaş sendromu