İtalya'ya Dair Son Şeyler

Ben İtalya’dayken…Biliyorum beni tanıyanlarınızın ‘burdada mı İtalyai yeterrrrrrrrrrr’ çığlıklarını duyar gibiyim. Ama ne yapayım Efe ‘Elif bir yazı yazar mısın İtalya’yla Türkiye’yi kıyaslayan’ dedi. İçinde İtalya olan her şeye varım diyerek başladım yazmaya.

Beni etkileyen en önemli şey Avrupa’daki sürücülerin yayalara olan saygıları. İlk gün yürüyorum caddede, karşıdan karşıya geçeceğim adımımı dahi atmamışken durdu araçlar.Tabi alışkın değilim geçsem mi geçmesem mi hareket ederler mi aniden kafamda deli sorular.Bu düzene haftalarca alışamadım alışamadığım gibi sürücüleri de tedirgin hareketlerimle saçmalattım. 3 ay boyunca her karşıya geçerken ‘ ya hu durun da bir caddeye ayak basayım ondan sonra durun’ cümlelerini tekrarladım durdum. Şu sıralar ne mi yapıyorum ? Karşıya her geçmek istediğimde üzerime doğru gelen arabalara ‘öküz müsün yaya geçidi bu yayaaa’ diye haykırmakla yetiniyorum.

Kıyas yapılacaksa iki ülke arasında kocaman fark olan çalışma saatlerini de kıyaslayalım diyorum. Ben gördüm ki İtalyanlar çalışmayı pek sevmiyor. Resmi daireler genel olarak 09.00-12.00 / 15.00-17.00 saatleri arasında, Mağazalar ve bazı restaurantlar 09.00-12.00-16.00-20.00 saatleri arasında açık.Sinemalar 16.00-23.00 saatleri arasında açık. Siesta denilen sistem var bu ülkede, keşke bizim ülkede de olsa yaa dedirten cinsten. Peki ben şu sıralar ne mi yapıyorum? Ülkemizde varolan tabiri caizse insanı sabahtan akşama eşek gibi çalıştıran sisteme lanet okuyorum.

 Gelelim kalabalığına, trafiğine. Açıkcası ben adada olduğumdan dolayı bu yazdıklarım anakara içinde geçerli midir bilmiyorum. Yerine göre de değişir elbet… Her neyse İstanbul’da doğmuş büyümüş biri olarak her gün kalabalıktan dolayı yürüyememekten illallah etmiş biriyim. Ama İtalya öyle mi? Hayır. Adamların dışarı çıkışları bile düzenli. Misal haftasonu İstanbul’da bir yere gitmek için en az 2 saat oturup düşünmen gerek. Çıksam gidebilir miyim, gitsem dönebilir miyim diye. Ama İtalya’da haftasonu bir çıkıyorsun adeta miss. Sokaklar, caddeler boş. Kargaşa yok… Şu sıra ne mi yapıyorum? 09.00da başlayacak staj için 06.00’da yola çıkacak olmama beddua ediyorum.
**Bir de korna sesi var tabi, 3 ay boyunca bir kez olsun korna duymamış insanın Türkiye'ye dönünce ne tür cinnet geçirdiğini tahmin etmek güç değil.

Benim gördüğüm kadarıyla İtalyanlarda Türkiye’deki kadar marka takıntısı da yok. Ben İphone İphone diye yanıp tutuşan görmedim hiç. Bizimkiler de İphone 9’un bile çıkacağı günü bilip deli gibi o tarihi beklemekte.

Kıyas yapıyordum ben dimi? Kıyasın en büyüğü geliyor o halde. Tabiki İtalyan erkekler ve Türk erkekler. Aslında yorum yapasım dahi gelmiyor şu konuya ama hadi yazayım üç beş bir şey :D
İtalyan erkeği yakışıklıdır, Türk erkeği gen işte ne yaparsın neyse.
İtalyan erkeği bakımlıdır, Türk erkeği ne bakımı allasen ya.
İtalyan erkeği düşüncelidir, Türk erkeklerinde düşünceli olmayı geçtim düşünme eylemini gerçekleştiren nadir.
İtalyan erkeği naziktir, Türk erkeği neyse ya yermicem daha fazla tamam.
Ama yiğidi öldür hakkını yeme derler, İtalyan kadınlarının yanında da kendi kadınlığımdan şüphe ettim o da ayrı bir yazı konusu tabi.


BONUS: Türkiye’de bir biraya 6-7 TL bayılırken, İtalya’da 1 euroya almayanı dövüyorlardı.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salih NAYMAN röportajım

Salvo KOHEN

23 yaş sendromu