Avrupa Gönüllü Hizmeti hakkında

 Nedir bu Elif'in yurtdışına çıkmasını, yaz boyu durmaksızın gezmesini sağlayan şey diyorsanız AGH'yi hep birlikte inceleyelim.

Nedir AGH ?

 Bir Avrupa ülkesinde size ev sahipliği yapan sivil toplum kuruluşunun sosyal içerikli çalışmaları doğrultusunda kısa veya uzun süreli olarak gönüllü çalışmalar içinde yer almanıza olanak sağlayan Ulusal Ajans ve Avrupa Birliği ortaklığında gerçekleşem bir gençlik programıdır. 18-30 yaş arasındaki bütün gençler başvuruda bulunabilir.

Peki başvuru süreci nasıl oluyor ?

Öncelikle http://europa.eu/youth/evs_database adresinden kendinize gönderen bir kuruluş bulmanız gerekiyor.“Country” bolumunde “Turkey” seçeneğini seçin ve “Submit query” bütonuna basın. Karşınıza gelen kuruluslarin sag tarafinda S, C ve H harfleri goreceksiniz. S harfi gördüğünüz bütün kuruluşlarla iletişime gecebilirsiniz. Kuruluş bulduktan sonra geriye motivasyon mektubu yazmak ve CV hazırlamak kalıyor.Cv europass formatında olmalıdır. Motivasyon mektubunu da aslında binevi CV gibi düşünebiliriz. Kuruluş benden neler bekler, beni kabul etmelerini sağlamam için neler yapmam gerekir şeklinde düşünürek; özgeçmişinizden, eğitiminizden, kişisel özelliklerinizden, neden AGH projelerinde yer almak istediğinizi ve hangi tarih aralıklarına yer alabileceğiniz ile varsa özel yeteneklerinizden ve ilgi alanlarınızdan bahsedebilirsiniz.
Tabi motivasyon mektubunun dilinin İngilizce olması gerektiğinin altını çizelim.
Gönüllü olarak yıl içerisinde her zaman başvurunuzu yapabilirsiniz.  Avrupa Gönüllü Hizmeti ücretsiz bir programdır. Başvuran gençlerden hiçbir ücret alınmaz. Gencin yol, konaklama, yemek masrafları ve dil eğitimi Ulusal Ajanslar tarafından karşılandığı gibi kendisine belli bir miktar da cep harçlığı verilir.

Pasaport ve vize işlemleri nasıl oluyor peki?Kabul edildiğiniz taktirde pasaportu en kısa zamanda alıp vizeye başvurmanız gerekiyor. Vize masrafları Ulusal Ajans tarafından karşılanmaktadır.Avrupa Gönüllü Hizmeti projesi kabul edilen gençlere Ulusal Ajans tarafından vize almalarını kolaylaştıracak resmi bir yazı verilmektedir.Vizeyi de aldıktan sonra geriye gönderen kuruluşun uçak biletinizi alması sizin de bavul hazırlamanız kalıyor.

Avrupa Gönüllü Hizmeti esnasında ne kadar cep harçlığı alacağım?

Cep harçlığı ülkelerin ekonomik durumuna göre belirlenmektedir. Örneğin Türkiye’ye gelen gönüllülere aylık 85.-€, Almanya’ya giden gönüllülere 105.-€, Finlandiya’ya giden gönüllülere de 120.-€ verilmekte. Ülkelere göre belirlenmiş olan cep harçlıklarını www.ua.gov.tr sitesinde faydalı dokümanlar kısmında kullanıcı kılavuzunda bulabilirsiniz.

Genel olarak anlattıklarımı bir kenara bırakıp benim AGH maceramdan bahsedeyim. Benim bu projeye kabul edilmem çok spontane oldu diyebilirim. Sinopluların kurmuş olduğu bir derneğin internet sitesinde Avrupa'ya gençlerimizi gönderiyoruz şeklinde ilan gördük kuzenimle birlikte, görür görmez başvurduk ki zaten ilk CV'yi gönderen bizlermişiz. 1 hafta sonra mail geldi toplantı yapılacak proje seçin diye. Henüz AGH ne nereye gidiyoruz nasıl nerde kalacağız demeye kalmadan toplantıda bulduk kendimizi, projede seçmemiştik üstelik. Orada aniden ülke seçelim bari deyip Yunanistan'da karar kıldık. Ancak birkaç gün sonra İtalya olarak değiştiğini belirten bir mail aldık gönderen kuruluşumuzdan. Canımıza minnet bir durumdu elbette itiraz etmedik. Pasaport işlemlerinin ardından vizeye başvurmak için idatada aldık soluğu ancak birkaç evrağımız eksikti ve bankada da çok az miktarda para göstermiştik. Buna rağmen kolaylaştırma yazısı sayesinde sorun yaşamadan aldık vizeyi.  Bizim gönderen kuruluşumuz çok iyi olmasına rağmen ilgilenen kişinin bilgisizliği ya da deneyimsizliğinden dolayı gidiş süresi yaklaşırken pek çok sorun yaşadık. Ya kendilerine ulaşmakta güçlük yaşıyorduk ya da net cevaplar alamıyorduk. İlk yurtdışına çıkışımız olduğu için hiçbir bilgimiz yoktu; bavul hazırlığında dahi. Ben yeterince cevap alamamıştım kuruluşumdan bu konularda ancak belirteyim küçük boy valiz kabin bagajı olarak kabul ediliyor. Genelde 20 kg bagaj sınırı var laptop ve kameranızın yanınızda olmasına herhangi bir sorun çıkartmıyorlar.
Derken zaman çabucak geçti ve gidiş günümüz geldi. Benim  İngilizce'm kötü olduğu için çok korkuyordum iletişim sorunu yaşamaktan.Biz İtalya ana karada değil adada olacağımız için aktarmalı olarak gittik Almanya/Stuttgart üzerinden. Ancak iki uçak arasında 18 saat vardı ve gönderen kuruluşa bu durumu belirttiğimizde şehri gezin cevabını aldık. Koskoca valizlerle ve yol yorgunu bir halde... Tabiki kabul etmedik bunun çözülmesi gerektiğini dernekte bulunanlara ilettik. Otel ayarlanması gerektiğini söylediler ancak gerek kalmadan bir tanıdığımızda geçirdik geceyi.
Ertesi gün sabah erkenden Cagliari'ye uçtuk. Hayatımın en heyecan dolu anlarıydı diyebilirim şüphesiz. Havaalanında bizi mentör ve koordinatörümüz karşıladı. Nerede kalacaktık ne yiyip ne içecektik hala bilmiyorduk. Üstelik onlarda yeterince İngilizce bilmediği için anlaşamıyorduk, ama inanılmaz tatlı insanlardı. AGH'de otel ya da evde kalınacağını kabul eden kuruluş belirliyor. Bize ev ayarlamışlardı ancak kültür şokundan olsa gerek ben kesinlikle Türkiye'ye dönmek istediğim konusnda ısrarcıydım. Ancak kuzenimin ısrarlarıyla bir hafta deneme kararı aldık ki iyi ki almışız hayatımın en güzel 3 ayıydı. Bizim projemiz engelli bireylerle birlikte yaşamaya yönelikti. Ulusal Ajans'ın sitesinde söyle bir not bulunuyor:Başvurduğunuz projelerin sizin için gerçekten doğru projeler olduğundan emin olunuz. “Avrupa’ya gideyim de nereye ve nasıl olursa olsun” mantığı sizin için çok olumsuz sonuçlar doğurabilir. Kendinizle ilgili doğru projeden kabul alabilirseniz, bunun size sağlayacağı yararlar saymakla bitmez. Ancak ben buna katılmıyorum ben İtalya'ya varıncaya dek projede ne yapacağımı bilmiyordum, gönderen kuruluş söylemediği gibi 'aman projeler göstermelik zaten' demişlerdi. Orada öğrendim ki haftanın 4 günü çalışacağım rehabilitasyon merkezlerinde. Lisede de engelli bireylere yönelik sosyal sorumluluk çalışmamız olmuştu ancak sorunlar yaşamıştım ve bu sebepten engelli bireylerden inanulmaz korkuyordum. İlk gün eve döndüğümde asla çalışmam korkuyorum yapamam dediğimi hatırlıyorum. Ama Türkiye'ye dönerken her birine tek tek sarılıp ayrılamadığım da bir gerçek.
Her neyse zaman hızla akıp geçiyordu bu süre içerisinde mentörümüz Claudia bize hep destek oldu.  Yemek masraflarının tamamını onlar karşıladı. Otobüsler için kart çıkarttılar ve internet için simkart aldılar.Bu arada uzun dönem gidenler için bir varış eğitimi gerçekleşiyor. Örneğin ben İtalya'da bulunan farklı ülkelerden gelmiş bütün gönüllüler 1 haftalık eğitime tabi tutuluyor. Bizi en çok zorlayan haftaydı. Çünkü sabah erkenden SVEGLİAAA sesiyle uyanıp akşam geç saatlere kadar İtalyanca etkinliklere katılmak zorundaydık. Ancak buna rağmen yaklaşık 100 kişi olduğu için eğitimde çok farklı kültürden insanlar tanıma şansı elde ettik.Yine bu eğitimde de tüm masraflar konaklama yol vs proje tarafından karşılanıyor. Eğitim Viterbo şehrinde gerçekleşti dolayla içiçe tatlış bir otelde.Bu arada dini konularda hassas olan arkadaşlar için belirteyim ki otelde Müslümanlar için domuz eti olmayan yemekler de bulunuyor.Şunu da söylemeden geçemem eğitimde 9 kişi ile en kalabalık ırk Türklerdi. :)  Eğitimin ardından Cagliari'ye dönmeden önce uçuşumuz Roma'dan olduğu için Roma'yı da görebildik.

Cagliari'de evimiz plaja 10 dakika uzaklıkta olduğu için sık sık gidiyorduk. Şayet seçenekleriniz arasında varsa Cagliari'de gönüllülük mutlaka yaz döneminde gidin.Ben böyle güzel plajlar ve su görmedim hayatımda.İtalya'nın makarnası ve pizzası da malumunuz. Yediğimizde övüldüğü kadar varmış dedim. Bizim evde haftanın 5 günü sabah akşam olmak üzere 10 defa makarna yiyorduk. İlk haftalar bıkarız diyorduk ama yok bıkılmıyor. Pestolu pomodorolu her çeşit ama favorim gorgonzola ve dana etli. İnanılmaz bir tat. Ayrıca İtalya'da AGH yapacaksanız ya da yapıyorsanız spritz, limonçello ve mirto denemeden dönmeyin.

Dönmemize son 1 hafta kala biz anakaraya geçme kararı aldık. Biletleri 1 ay önceden almıştık. Uçuşumuz Roma'ya idi ve oradan sırayla Pisa,Venedik,Floransa'ya megabüsler ile geçtik. Venedik benim hayalimdi bilen bilir. Henüz 4. sınıftayken bir gün oraya gidebilmek için dua ederdim her gün. Ancak Roma kadar beğenmediğimi söylemem gerek. Fazla kalabalıktı o güzel nazik şehir ve gereksizde pahalıydı. Floransa çok hoşuma gitti dolaşırken bir sağa bir sola defalarca bakmak zorunda hissediyor insan kendini her yanı başka güzel.
Turu tamamladıktan sonra tekrar benim güzel şehrim Cagliari'ye döndük. Sadece iki günümüz kalmıştı burada. Bu yüzden çalıştığımız kurum bize bir veda yemeği düzenledi. Üstelik daha önce hiçbir gönüllüye bunu yapmadıklarını bizi çok sevdiklerini söylediler. Şımarayım biraz. :) Yemekte adet malum önce PASTA sonra balık. Yemeğin ardından herkes sırayla veda konuşması yaptı. Cagliariye ilk geldiğinde dönmek için yalvaran ben kuruma ne olur bilet almayın ben dönmeyeceğim diye yalvaracaktım neredeyse. Hepsi ailem olmuştu. Son gün geldi çattı. Herkesle vedalaştık ama bu veda hayatımda beni en kötü hissettiren andı. Çalıştığım kurumdakilerin sarılıp kız kardeşimsin sen benim lütfen gitme diye ağlaması, 5 defa sarılıp bir türlü kopamamaları..Hatırladıkça hüzünleniyorum. ..
Hala iletişimdeyim hepsiyle ve hala ne zaman dönüyorsun buraya mesajları alıyorum. Ve ben inanıyorum bir gün mutlaka onlarla buluşacağım.

Atladığım şeyleri alakasız bir sıralamayla yazıyorum şimdi.
- Dönüş biletinde inanılmaz sıkıntı yaşadık. Bize sadece dönüşünüz Roma'dan olacak şeklinde mail atmıştı Türkiye'deki koordinatörümüz. Bizde sandık ki hani gelirken Stuttgarttan geldik ya onun yerine Roma, oysa kendisi onu şu şekilde anlamamızı istemiş: Ben Romadan aldım bilet, Cagliari'den Roma'ya siz alın. Bunu bize 4-5 gün kala anlatıyor. Elbette Ulusal Ajans ile iletişime geçip itiraz ettik çünkü gidiş ve dönüş biletini almak zorunluluğu var gönderen kuruluşun. Bütçe yetmedi mi diyor ? Bütçeyi ayarlayacak kadar para veriyor ulusal ajans, aylar öncesinden ucuza alabilirdi fiyatı dedik ve elbette aldırdık biletleri.
-Çalıştığım kurumdakiler fiziksel engelli değillerdi, kimi karısından şiddet görmüş kimi eşi tarafından terk edilmiş kimi de kızı tarafından şiddete uğramış insanlardı. Ve onlara yardım etmek onlarla beraber yaşamak dünyanın en keyifli işiydi.
-İngilizceniz yeterli değilse şayet bence gitmek için biraz daha bekleyin, çünkü benim yeterli değildi ve pek çok sohbetten mahrum kaldığımı itiraf etmek zorundayım.
-Biz izin konusunda kurumumuzla çok sıkıntı yaşadık. Ulusal Ajans'ın sitesinde ayda 2 defa izin hakkımız olduğu yazıyor ancak bizim kurum bunu reddetmişti. Yine bu konuda Ulusal Ajans aracılığı ile sorunu hallettik.
- Her durumda Ulusal Ajans'a yazmayın Türkiye'deki kurumunuza danışın onların yeterli olmadığını düşündüğünüz taktirde yazın.

Özetle demem o ki ne yapın edin AGH keyfini yaşamadan ölmeyin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Salih NAYMAN röportajım

Salvo KOHEN

23 yaş sendromu